BUGÜN BENİM İÇİN ÇOK ÖZEL BİR GÜN

BUGÜN BENİM İÇİN ÇOK ÖZEL BİR GÜN
今天是我的一个非常特别的日子
TODAY IS A VERY SPECIAL DAY FOR ME

* * *
今天是我的一个非常特别的日子

在一个人的生命当中有些日子是永远无法忘却的。
对我来说今天就是其中一天。
当我在土耳其Mugla税务局和本地劳动局创立我自己的公司的时候,我还非常年轻。
怀着兴奋以及无比自豪的心情,今天是我的职业生涯的40周年纪念日.

* * *
TODAY IS A VERY SPECIAL DAY FOR ME

There are those unforgettable dates, unique and special days in people’s lives.
This is one of those days for me.
When I set up my own company, registering it at Mugla Tax Office and local Social Bureau on 30 September 1977, I was a very young businessman.
With feelings full of joy and pride, today I am celebrating 40th anniversary of my business life.

* * *
BUGÜN BENİM İÇİN ÇOK ÖZEL BİR GÜN

İnsan hayatında öyle tarihler vardır ki, çok özeldir, eşi benzeri yoktur.

İşte bugün benim için öyle bir gün.

30 Eylül 1977’de Muğla Vergi Dairesi’ne ve Bağkur İl Müdürlüğü’ne kaydımı yaptırıp, kendi firmamı kurduğumda, gencecik bir işadamıydım.

Bugün ticaret hayatımın 40. yılını kutluyorum, mutluyum, gururluyum.

Aslında rahmetli Babacığım sayesinde çocukluğumdan beri ticaret hayatının içinde yoğruldum, ticareti de, iyi insan olmayı da, ailenin kıymetini de, Vatan sevgisini de O’ndan öğrendim, fanatik Muğla sevdam da Babacığım’dan mirastır, nur içinde yatsın, mekanı Cennet olsun inşallah.

Şair bile; “Yaş 35, yolun yarısı eder” demiş, benim ticarette geçirdiğim 40 yılın ne kadar uzun olduğunu varın, siz hesap edin. :)

İlk işyerim olan Saygın Market’i, Muğla’da Şehit Teğmen İsmet Çatak Bulvarı üzerinde açtığımda, Türkiye çay, şeker, yağ gibi temel ihtiyaç maddelerinin bile karaborsada satıldığı zorlu bir süreçten geçiyordu,

Ancak benim o küçük marketimin önünde hemen hemen hergün bir kuyruk olurdu, çünkü ben Konya’dan getirdiğim toz şekerin kilosunu 285 kuruştan, Ankara’dan getirdiğim Rize çayını 4 liradan, Bursa’dan getirdiğim Sana yağını 125 kuruştan, yani hepsini resmi fiyatları üzerinden satardım.

Oysa bu ürünler, insanların “parası neyse verelim diyerek karaborsaya bile razı olduğu halde, bulamadığı ürünlerdi.

Karaborsanın en yaygın uygulandığı ürünlerden biri de filtreli sigaraydı, çünkü TEKEL haftada sadece 3 gün yarımşar kilo yani 25 paket Samsun veya Maltepe sigarası verirdi. Diğer bayilerin çoğu bu sigaraları el altından yüksek fiyatla sattığı halde, ben gelince hemen cama dizer ve kuyruğa giren ilk 20 kişiye, resmi satış fiyatından satardım.

Kalan 5 paket sigarayı da, Muğla’daki bazı resmi dairelerin ve okulların kantinlerini çalıştıran büyük müşterilerime götürüdüm, çünkü onlar hem işyerlerinin, hem de evlerinin tüm ihtiyaçlarını benden tedarik ederlerdi.

Sırf bu servisi verebilmek için Mobilet marka bir motosiklet almıştım, yani kargo ücreti almadan kapıya teslim satış modelini yeni sanmayın, ben 40 yıl önce yapıyordum. Zaten değerli bir Fenerbahçeli olan rahmetli Celal Aras ta henüz Aras Kargo’yu kurmadığı için, iş başa düşmüştü. :)

Bu dürüstlüğüm ve uyguladığım satış stratejileri sayesinde Saygın Market kısa sürede meşhur oldu ve sadece Muğla’nın her mahallesinden değil, yakın çevremizdeki köylerden ve nahiyelerden de müşteriler gelmeye başladı.

“Müşteri menuniyeti”nin önemini ve değerini öğrenmemi sağlayan özel bir müşteri portföyüm bile oluşmuştu. Örneğin sık sık alışverişe gelen Muğla Trafik Büro Amiri’ne bir gün sordular;
– “Amirim, hadi biz Saburhane’den geliyoruz yakın sayılır ama sizin Büronuz şehrin göbeğinde, Belediye’nin yanıbaşında fakat eviniz Akyol’da yani şehrin öteki ucunda, demem o ki yolunuzun üzerinde onlarca market varken niye Orhaniye Mahallesi’ne geliyorsunuz?”

Daha sonra çok sevgili dostum, rahmetli Barış Manço’nun asker arkadaşı olduğunu öğrenince, bir fırsat yaratarak ikisini buluşturup unutamayacakları bir sürpriz yaptığım o Amirin cevabı hala kulaklarımda çınlıyor;
– “Evet, hep buraya geliyorum çünkü Zafer’le sohbet etmekten ve alışveriş yapmaktan mutluluk duyuyorum.”

Aslında Konya’dan, Ankara’dan ve Bursa’dan binbir zorluk ve masrafla getirdiğim o çay, şeker ve yağ gibi olmazsa olmaz ürünleri resmi fiyattan sattığım için, bırakın para kazanmayı, üstelik bir de zarar ediyordum.

Ve tabii ki, az buçuk hesap kitap bilen herkes gibi, benim müşterilerim de o zararın farkındaydılar.

İşte o yüzden de hemen hemen hiç bir Hemşehrim, sadece o kuyruğa girdiği ürünü alıp çıkmazdı, evinin diğer ihtiyaçlarını da benden alır, üstüne bir de “Allah razı olsun” diyerek, güleryüzle ayrılırdı.

Bir yıl sonra Muğla’nın en büyük lokantası olan Yalçın Restaurant’ı da işletmeye başladım, Cumhurbaşkanı da, Başbakan da, Bakanlar da Muğla’ya geldiklerinde bende yemek yiyorlardı.

Bir yıl daha geçti, artık Marmaris’te Orman Bakanlığı’ndan ihaleyle kiraladığım Pamucak ve Çubucak Milli Parklarının kantinlerini de ben işletiyordum.

Tabii ki oralara Mobiletle gidemeyeceğim için :) Kırmızı-Beyaz renkli çok güzel bir Chevrolet Blair araba almıştım.

12 Eylül 1980 darbesi olduğunda, rahmetli Kenan Evren’in sabaha karşı saat 4’te TRT ekranında yaptığı o tarihi konuşmayı Muğla Belediyesi hoparlörleri de vermeye başladığında, ben işte o arabanın içinde uyuyordum, nasıl fırlayıp kalktığımı tahayyül bile edemezsiniz. :)

O gece Marmaris’ten çok geç dönmüştüm, Yalçın Restaurant’ı sabah erken açıp ahçıların ve garsonların işe vaktinde geldiklerini görebilmek için de, eve gitmek yerine arabada kıvrılıp yatmıştım.

İyi ki de öyle yapmışım, çünkü bir anda ortalığı saran askerler, astsubaylar ve subaylarla sabahın köründe kurduğum sıcak ilişki sayesinde, ekmek bulmak veya hastaneye gitmek gibi gerekçelerle, sokağa çıkma yasağı nedeniyle bomboş olan Muğla caddelerinde araba kullanmanın buruk keyfini yaşamıştım.

Keşke 12 Eylül öncesi, sağlı sollu oluk gibi akan kardeş kanını durdurmanın yolu, o darbe olmasaydı!

Darbeden sonra İstanbul’a taşındım ve ticarete ara verdim, pazarlama ve satış alanındaki yeteneklerim sayesinde başarılı bir kariyer edindim, iki firmada Bölge Müdürlüğü ve Satış Müdürlüğü yaptıktan sonra, iş hayatımda en çok gurur duyduğum işyerim olan TKV (Türkiye Kalkınma Vakfı) ve KÖYTÜR Holding’de Pazarlama ve Satış Koordinatörü olarak görev yaptım.

12 şehirdeki kesimhaneleri ile Türkiye’nin en büyük tavuk ürünleri üreticisi olan, Ülkemizin ilk Tilsit ve Gouda tipi peynirlerini üreten, Dünyanın en kaliteli ballarını hala daha üretmeye devam eden, el dokuma halı ve kilimlerin yanısıra, ilk vizon çiftliğini kurarak, adına yakışır bir şekilde sadece Türkiye’nin kalkınması için çabalayan muhteşem insalarla dolu bu müstesna kurumun bir mensubu olarak, 1985 ile 1987 yılları arasında, kendi çapımda bir başarı öyküsü yaratmış olmanın onurunu hayatım boyunca taşıyacağım.

1987 yılında KÖYTÜR’de çalışırken geçirdiğim bir kısmi felç nedeniyle, profesyonel yöneticilik hayatıma noktayı koydum ve yeniden ticarete geçiş yaptım.

17 yıl boyunca İstanbul, Antalya, Ankara, İzmir, Diyarbakır ve Muğla’da açtığım depo ve ofislerde kendi markalarım; Anatad (gıda) – Anapak (elektronik tartı – barkod etiketleme – paketleme makineleri ve malzemeleri) – Re/Max (gayrimenkul) ve Anabilişim (bilgisayar) ile farklı sektörlerde hem iç pazara yönelik, hem de ihracat ve ithalat üzerine başarılı işler yaptık.

İlk ihracatımız olarak Kıbrıs’a sera ısıtıcıları ihraç ettiğimiz gün, gurur ve mutluluk gözyaşı dökmüştüm. İlerleyen yıllarda Avrupa’ya, Rusya’ya, Ukrayna’ya, Balkan Ülkelerine ve Ortadoğu’ya yaş sebze meyve de dahil olmak üzere, pek çok ürünün ihracatını yaparak Türkiye’nin ihracatına katkıda bulunmayı kendime şiar edindim.

Bildiğiniz gibi 2004 yılında ailecek yerleştiğimiz Şanghay’da da, 13 yıldır Türkiye’nin Çin’e ihracatını artırması için naçizane gayretler içindeyiz.

İşte geride bıraktığım 40 yılın kısa özeti bu.

Tabii ki 1991’deki Körfez krizi, 1994’teki 5 Nisan krizi, 1998’deki Rusya krizi, 2001’deki o hepten yıkıcı Anayasa kitapçığı krizi, 2008’deki global kriz, vs… canımızı çok yaktı ve birikimlerimizi yok etti ama yine de, Atatürk’ün hedef gösterdiği üzere, Türkiye’nin muasır medeniyetlere ulaşmasına ve de aşmasına katkıda bulunmak için çıktığım bu kutlu yolda, karşılaştığım zorluklardan yılmadım ve mücadeleden asla vaz geçmedim.

Son nefesime kadar da, güzel Ülkeme ve canım Muğla’ma hizmet etmeye devam edeceğim.

Selam ve sevgilerimle.

Zafer KARADAĞ
www.harclik.net
30 Eylül 2017, Şanghay

ZaferKaradag hakkında

www.harclik.net www.karya.biz www.gen-turk.com Email: zaferkaradag@gmail.com Cep / Whatsapp: +86-131-2753 7434 Skype / Wechat: zaferkaradag
Bu yazı Yazılarım kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.