CORONA’YA RAĞMEN, BARDAĞIN DOLU KISMINDAN BAKMAYA VE GÖSTERMEYE DEVAM

CORONA’YA RAĞMEN, BARDAĞIN DOLU KISMINDAN BAKMAYA VE GÖSTERMEYE DEVAM

YÖK Başkanı Türkiye’nin 81 vilayetine yayılmış 207 üniversitenin rektörlerine birer yazı gönderip, Corona virüs salgınına ilişkin tedbirleri görüşmek üzere, aynı gün saat 18:00’de Ankara’da yapacağı acil toplantıya çağırdı.

Ülkemizdeki gündem bu salgının yayılma riski çevresinde oluştuğu için, tabiiki konu çok önemli ve acil, tüm okullardaki öğrenciler de bizim canımız ve geleceğimiz.

Ancak keşke bu toplantı internet üzerinden yani online yapılsaydı, o zaman yakın ve uzak şehirlerde bulunan tüm rektörler daha zinde katılacağı için, hem toplantı daha verimli olurdu, hem de ciddi bir zaman ve kaynak israfının önüne geçilirdi.

Bu konuyla ilgili yaşadığım güncel bir örneği paylaşmak istiyorum.

Özbekistan Devlet Başkanı ve Hükümetteki tüm Bakanlar, ayda iki kere Ülkedeki 14 eyaletin Valileri ile online toplantı yapıyorlar.

Danışmanlık yaptığım için, o toplantılardan birine ben de katıldım.

Canlı yayın sırasında büyük bir TV ekranı tüm eyaletleri kapsayacak şekilde bölünüyor, böylece herkes hem Başkanı, hem Bakanları, hem de diğer Valileri ve heyetleri görebiliyor.

Kurmayları da yanında hazır bulunan Valiler, Başkanın ve Bakanların sorularına anında cevaplar vererek, bu interaktif toplantının çok verimli geçmesini sağlıyorlar.

Ayrıca, bu yöntem sayesinde Valiler yüzlerce kilometre uzaktan Başkente gelmek yerine kendi eyaletlerinde kalarak, hem diğer çalışmalarını aksatmıyor, hem yol yorgunluğu çekmiyor, hem de önemli bir zaman ve kaynak tasarrufu yaratmış oluyorlar.

Ankara’daki toplantıya dönecek olursak…

207 rektörün yanısıra, asistanları, şoförleri ve Ankara’da görev alacak kişileri de düşününce, yaklaşık 1.000 kişilik büyük bir organizasyondan söz ediyoruz.

Uzaktan gelenlerin yorgunluğu, gecikme stresi, seyahat ve konaklama masrafları, harcırahları, yarım bıraktıkları diğer işlerden doğan kayıplar, vs. de, cabası.

Hayattaki “en değerli şey”in zaman olduğunu hatırlatmak isterim.

Öte yandan, yaklaşık 125 ülkeyi etkisi altına alan Corona virüsüne esir düşen hastalardan 50 yaşın üzerinde olanların, daha yüksek ölüm riski taşıdığını göz önüne almalı ve Allah korusun ama rektörlerimizin virüs kapmaları durumunda üniversitelerine döndüklerinde akademisyenlere, öğrencilere ve çalışanlara bulaştırma riskini de yok saymamalıyız.

Lütfen abarttığımı düşünmeyin, bence bu olasılıkları hafife almamak lazım, çünkü Corona bulaşacağı kişilerin işine, mevkisine, zenginliğine, ününe, dinine, diline, ırkına bakmıyor.

O bizim ruhumuzu teslim almanın peşinde olsa da, hakkını teslim edelim ki, o herkese eşit (!) davranıyor.

Baksanıza, Corona virüsüne yakalananlar arasında devlet başkanı, kral, şeyh, başbakan, bakan, belediye başkanı, yönetim kurulu başkanı, ünlü sanatçı, ünsüz zanaatkar, futbolcu, basketbolcu, amir, memur, işçi, işadamı, öğretmen, öğrenci, doktor, hemşire, zengin, fakir, kadın, erkek, genç, yaşlı, vs. gibi her kesimden insan var.

Salgın riskini hafife aldıkları için, Çin’den sonra en çok can kaybının yaşandığı İtalya ve İran gibi ülkelerin başına gelen felaketleri izlerken içim acıyor (İtalya’da tıp eğitimi görmekte olan Kıbrıslı bir Türk gencinin çektiği şu videoyu da izleyin lütfen: www.youtube.com/watch?v=vU52YhD7WjQ).

Bu nedenle Ocak ayından beri yaptığım gibi, edindiğim doğru bilgilere, naçizane tespit ve yorumlarımı ekleyerek, samimi önerilerimin eşliğinde paylaşmaya devam ediyorum.

YÖK toplantısı vesilesiyle de “online toplantı kültürü”nün Ülkemizde hızla yaygınlaşmasını diliyorum, bu akımın öncüsü olmak, bilim yuvası olarak kabul ettiğimiz üniversitelerimize pek yakışacaktır.

Velhasılı salgının getirdiği olumsuzluklar yüzünden bardağın boş kısmı artsa bile, buna benzer yararlı girişimlerle, biz yine de bardağın dolu kısmından bakmaya devam etmeliyiz.

Bu arada pek çok ülke gibi Türkiye’de de, salgınla mücadele kapsamında kalabalık toplantılar, etkinlikler, fuarlar, maçlar, vs. iptal ediliyor.

Sorumluluk bilincine sahip Vatandaşlar olarak bizim de o tedbirlere destek vermemiz, toplu taşıma araçlarını mümkün olduğunca az kullanmamız, kıtlık varmış gibi gıda stoğu yapmamamız, salgını bahane ederek fiyatları şişiren fırsatçı satıcıları ve sosyal medyada Halkımızı korku ve paniğe sevkedecek mesajları yayınlayan ve yayanları şikayet etmemiz ve de en önemlisi, “hijyen konusunda çok dikkatli olmamız” şart!

Hay Allah, hijyen deyince bakın aklıma ne geldi?

Geçen hafta canlı yayında Corona virüsünden korunmanın yollarını anlatırken izleyicilere “ellerinizi sık sık yıkayın ve kesinlikle yüzünüze dokunmayın” diyen Amerika’nın Santa Clara kenti sağlık müdürü Dr. Sara Cody, önündeki yazılı metinleri çevirirken her sayfada parmağı yalarken görüntülenmişti.

Sadece Dr. Cody değil, kendi önerisini kendisi bile uygulamayan pek çok yönetici kameralara yakalanmış, buyurun izleyin; www.youtube.com/watch?v=mA1wqjaeKj0

Şimdi bu hanımlara ve beylere sormak gerekmez mi; “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” diye. :)

Aman diyeyim, siz siz olun tokalaşma ve öpüşme alışkanlıklarınızı askıya alın, kalabalık yerlerden uzak durun, “home, sweet home” ata (!) sözüne sahip çıkın, sanki hergün yılbaşıymış gibi PTT (Pijama-Terlik-Televizyon) takılın, cici çocuk olup ellerinizi sık sık yıkayın, kolonya ile dezenfekte edin ve KESİNLİKLE elinizi yüzünüze, ağzınıza, burnunuza ve gözlerinize sürmeyin ve de Milletçe el ele vererek bu salgınla mücadeleyi kazanacağımıza inanın!

Coronadan ırak, sağlıklı ve huzurlu günler dilerim.

Selam ve sevgiler.

Zafer KARADAĞ
www.harclik.net
13 Mart 2020, Taşkent

ZaferKaradag hakkında

www.harclik.net www.karya.biz www.gen-turk.com Email: zaferkaradag@gmail.com Cep / Whatsapp: +86-131-2753 7434 Skype / Wechat: zaferkaradag
Bu yazı Yazılarım kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.