DIŞARI ÇIKMA DEMEYECEĞİM LAVİNİA, SADECE ÇIKMADAN ÖNCE BU YAZIYI OKU!

DIŞARI ÇIKMA DEMEYECEĞİM LAVİNİA,
SADECE ÇIKMADAN ÖNCE BU YAZIYI OKU!

Bu kahrolası Corona yüzünden eve tıkılıp kaldınız.

Yaşınız 20’nin altı veya üstü, hatta 65’in de üstü ve hepiniz çoook sıkıldınız değil mi?

Size samimi bir mesajım var…

“En genç dostum” diye takdiminden gurur duyduğum, Türk edebiyatının en kıymetli şairlerinden, rahmetli Özdemir Asaf, seçkin şiirlerinden biri olan “Lavinia”da demişki;
“Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.”

Ben de size diyorum ki;
“Dışarı çıkmayın demiyorum,
Ama lütfen çıkmayın.
Yine de çıkmak mı istiyorsunuz?
O zaman, çıkmadan önce aşağıdaki yazıyı mutlaka okuyun.”

Değerli doktor Saim Acar’ın şahsında, salgınla mücadelenin gerçek kahramanları olan tüm sağlıkçılarımıza, bir kez daha takdir, teşekkür, saygı ve sevgilerimi sunuyorum, Allah hepsinden razı olsun, bu illet virüse yakalanan hastalarımıza acil şifalar, vefat eden Vatandaşlarımıza da rahmet ihsan eylesin.

Coronadan ırak, sağlıklı ve huzurlu günler dilerim.

Selam ve sevgilerimle.

Zafer KARADAĞ
www.harclik.net
15 Nisan 2020, Taşkent

***

KORONA VİRÜSÜ HİÇ BÖYLE OKUMADINIZ

Korona virüs salgını, tüm dünyada hayatı olumsuz şekilde etkilemeye devam ederken Türkiye’de de virüs nedeniyle can kayıpları sürüyor. Ülkemizde 65 bin 111 kişi virüs ile mücadelesini sürdürürken, sağlıkçılar da virüs ile mücadele etmek için gece gündüz çalışıyor.

O sağlıkçılardan biri olan doktor Saim Acar, sosyal medya hesabından korona virüs ile ilgili dikkat çeken bir paylaşımda bulundu. Acar, vatandaşların evlerinde kalması gerektiğini şu sözlerle anlattı:

Baba yorgun. Baba patates.
Şu ana kadar maçı iyi götürdük.
Tabi ki kontrolümüz dışında gelişen angutluklar(!) için yapabileceğimiz pek bir şey de yoktu ne yazık ki.

Şimdi de ortalıkta bir gevşeklik var sanki.
Seni öldürmeyen, ailenden birisini öldürebilir.
Pis bir ölüm oluyor bilmiyorsun.
İyi takip edilmez, ihmal edilirse olası sonlardan birisini anlatayım sana istersen;

Lanet olasıca direkt akciğerlere saldırıyor, oraya yerleşiyor.
Bir süre sonra nefes alamamaya başlarsın.
Ve yoğun bakıma alınırsın.
Çünkü artık ciğerlerin, vücudunun ihtiyacı olan nefes alıp verme işini göremiyordur.
Orada solunum cihazına bağlarlar seni.
Bir müddet idare edersin o şekilde.

Akciğerlerindeki keyfi yerinde olan o lanet, o kadar mutlu ve verimlidir ki, sürekli çoğalırlar.
O kadar hızlı yayılmaya devam eder ki bir süre sonra nefes alabilmen için bağlandığın solunum cihazı da işe yaramaz olur.
Boğulur gibi olacağın için sağını solunu tutmaya, sarsmaya başlarsın.
Bu da yetmez ve solunum cihazını bile yakalamaya, sarsmaya başlarsın bir müddet sonra çaresizlikten.
Sadece nefes alabilmek için!

Bir sonraki adım ise kendine ve seni hayatta tutması için etrafında donatılmış tıbbi cihazlara, kablolara, hortumlara, ekranlara yalvarırcasına saldırırsın.
Ellerini, bacaklarını, seni bağlarlar yatağa. Çırpınmaman için!
Akabinde nefes alamadığın için boğularak ölürsün.

İstersen başına bir poşet geçir ve kapat.
Dayanabildiğin kadar dur öyle.
O zaman anlayacaksın ne demek istediğimi.

Hani kahraman gibi çıkıyorsun ya piyasaya insanların arasına.
Poşet olayını ve yatakta bir derin nefes alabilmek için sağa sola saldıran halini hayal et derim.
Kendini hayal edemiyorsan, anneni, babanı işte kim varsa…

Bulutsuzluk Özlemi’ mi sever misin?
-“Hiç bi kere hayat bayram olmadı ya da
Her nefes alışımız, bayramdı
Bir umuttu yaşatan insanı…”
Güzeldir çok, dinle bence.
Ama dışarıya çıkmadan.
Evde.
(Dr. Saim ACAR)

ZaferKaradag hakkında

www.harclik.net www.karya.biz www.gen-turk.com Email: zaferkaradag@gmail.com Cep / Whatsapp: +86-131-2753 7434 Skype / Wechat: zaferkaradag
Bu yazı Yazılarım kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.