KENDİME BİR DOĞUM GÜNÜ HEDİYESİ VERDİM VE ÇİN’İN KALBİNE BİR YOLCULUK YAPTIM :)

KENDİME BİR DOĞUM GÜNÜ HEDİYESİ VERDİM VE ÇİN’İN KALBİNE BİR YOLCULUK YAPTIM :)

Çin’de geride bıraktığım 10 yılda en çok yaptığım şey seyahat, şimdiye kadar Ülkenin her yerine yayılmış 37 havaalanına uçmuşluğum vardı, dün gittiğim Xiangyang Havaalanı ile bu sayı 38’e ulaştı.

İnsan bu kadar çok seyahat edince, Ülke genelindeki gelişmişlik dengesini de yakından takip edebiliyor.

Türkiye’deki durumun tersine, Çin’in en gelişmiş bölgeleri batıda değil, doğudadır.

Doğunun Batıdan çok daha zengin olduğu gerçeğini göz ardı etmeyen Çin Halk Cumhuriyeti yönetimi de, bu dengesizliği gidermek adına Ülkenin orta ve batı bölgelerindeki alt yapı yatırımlarına ağırlık vermekte, yabancı yatırımcıların da o bölgeleri tercih etmeleri için önemli yatırım teşvikleri sunmaktadır.

Dün, biri resmi, diğeri ticari olan iki davete icabet etmek üzere, coğrafi olarak Ülkenin tam ortasında olduğu için, horoza benzetilen Çin haritasının kalbi kabul edilen Hubei Eyaleti’ne gittim.

Eyaletin başkenti olan Wuhan’a daha önce bir kaç kez gitmiştim ancak Xiangyang ve Shiyan şehirlerinin bulunduğu kuzey bölgesini ilk kez gördüm.

Samimi söyleyeyim, geri kalmışlıktan kurtulma yolunda, son derece hızlı bir kalkınma programını başarıyla uygulayan ve bu nedenle Halk tarafından çok sevilen bir Parti Başkanı (şehrin bir numarası) ve bir Vali (şehrin iki numarası) ile tanışmaktan mutluluk duydum.

Zaten ilk fırsatta tekrar ziyaretlerine gideceğime söz verdim ve kendilerini Şanghay’da bir Türk lokantasında ağırlamak için de davet ettim, ziyaretimin asıl amacının bölgenin Türkiye ile ilişkisinin gelişmesine katkıda bulunmak ve özellikle ihracatımızı artırmak olacağını da baştan söyledim. :)

Bölgenin kalkınma öyküsü anlatılırken bu ikilinin başarısı o kadar netti ki, yanımda Metin Şentürk olsaydı, inanın O bile görebilirdi. :)

Örneğin, geçtiğimiz yıl Çin ülke bazında yüzde 7,5 civarında büyüdüğü halde bu bölge yüzde 12 büyümüş.

Yüzlerce kilometrelik otobanlarla şehirlerini Çin’in ana arterlerine bağlamışlar.

Hali hazırda 200 kilometre uzaktaki bir başka şehre sadece 1 saat 50 dakikada giden trenleri var ama yakında hızlı tren gelince bu süre bir saate inecekmiş.

Büyük ve modern bir havalimanı yapıyorlar, önümüzdeki yıl hizmete girecekmiş.

Önemli bir turizm destinasyonu olan “Wudang Mountain” Milli Parkı sayesinde hergün onlarca otobüs turist getiriyor.

“Tai Ji” ya da “T’ai Chi” meraklılarına da; “Wudang Mountain’ı mutlaka ama mutlaka ziyaret etmeleri gerektiğini” söyleyip, başka detay vermeyeyim de, merak edip araştırsınlar. :)

Çin’in efsanevi lideri Mao Zetung tarafından 1967 yılında otomotiv endüstrisine tahsis edilen bölgede halen, Çin’in ikinci en büyük kamyon fabrikası başta olmak üzere, farklı sektörlerden yüzlerce fabrika faaliyet gösteriyor ve bu sayede Doğu eyaletlerine olan göçün önünü kesmişler.

Sanayide, ticarette, turizmde ve diğer sektörlerde sürdürülen yatırım ataklarını görünce gıpta etmemek ne mümkün…

Ancak benim asıl gıpta ettiğim şu oldu…

Bölge Halkının kaderini değiştiren bu yatırımların hiçbirisi için bizdeki gibi şaşaalı açılış törenleri düzenlenip, siyasi şovlar yapılmıyor.

Çünkü zaten bu başarıları elde etmek için göreve geldiklerini düşünüyorlar ve bende çok saygı uyandıran bir tevazu sergiliyorlar.

Hadi gelin, şimdi de bizdeki uygulamaları düşünelim…

Örneğin, alt tarafı 22 kilometrelik Kadıköy-Kartal metro hattının açılış töreni o kadar büyük bir şova dönüşmüştü ki, Başbakan bile kendinden geçip; “kim örmüş Anayurdu baştan başa? biz ördük, biz!” diye nara atmış ve Kurtuluş Savaşı’ndan çıkmış Türkiye’nin ekonomik imkansızlıklarına rağmen, 15 yılda inanılmaz bir kalkınma hamlesi gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk’ü küçümsemeye kalkmıştı!

90 yıl öncesinin teknik imkanlarını ve 2010’lu yılların Türkiye’sini mukayese etmenin hangi izan ve vicdana sığdığını tartışmayacağım bile!..

Oysa, sadece 6 istasyonu olan o kısacık metro hattını 4 yılda tamamlayabildiği için, Halkından özür dileyebilen bir Başbakanımız olsaydı, asıl gıpta edilen bizim Ülkemiz olurdu.

2004 yılında Şanghay’a yerleştiğimizde sadece iki metro hattı ve toplam 35 istasyon vardı, bugün ise 14 metro hattı ve 329 istasyon ile toplamda 538 kilometreye ulaşan bir metro ağı var ve bu da Şanghay’ı Dünya birincisi yapıyor (en.wikipedia.org/wiki/Shanghai_Metro).

Fakat gel gör ki, yıllardır biz o yeni hatların ve istasyonların hizmete girdiğini küçük küçük gazete haberlerinden öğreniyoruz, yani hiç birisi için bırakın Başbakanı, Bakanı, hatta Vali bile açılış töreni yapmıyor, kimse bunları kullanarak siyasi bir rant peşinde koşmuyor.

Her neyse, konumuzun başına dönersek, Çin’de yatırım ya da ticaret yapmayı planlayan Türk firmalarına naçizane tavsiyem odur ki, Doğunun pırıltısı gözünüzü kamaştırmasın, eğer Batıya doğru derinlemesine bir araştırma yapmadan yatırım kararı alırsanız, ileride hata yaptığınızı kabul etmeniz de elzem olacaktır.

Velhasılı, imkan bulabilirseniz siz de Çin’in kalbine bir yolculuk yapın, inanın mutlu olacaksınız fakat sakın o güzellikler benim gibi sadece iki güne sıkıştırmaya kalkmayın, yazık edersiniz, en az bir haftanızı ayırın, buna değecektir.

Ben mecburen döndüm çünkü yarın 30 Ağustos yani benim benim doğum günüm ve sırf bunu düşünerek Türkiye’ye dönüş biletleri Hakanım tarafından 31 Ağustos’a alınan kıymetli Gelinim Rebecca ve canım Torunlarım Zeynep ve Altay’la güzel bir haftasonu geçireceğim.

Biz yarın akşam Kervan Restaurant’ta olacağız, ciğer parelerimle tanışmak ve doğumgünü pastamızı paylaşmak isterseniz, lütfen buyrun. :)

Selam ve sevgilerimle.

Zafer KARADAĞ
29 Ağustos 2014, Şanghay

ZaferKaradag hakkında

www.harclik.net www.karya.biz www.gen-turk.com Email: zaferkaradag@gmail.com Cep / Whatsapp: +86-131-2753 7434 Skype / Wechat: zaferkaradag
Bu yazı Yazılarım kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.