CORONA VİRÜSÜ ÜLKE SINIRI, KITA, OKYANUS TANIMIYOR

CORONA VİRÜSÜ ÜLKE SINIRI, KITA, OKYANUS TANIMIYOR

Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinden başlayarak önce Güney Kore, İran ve İtalya’yı kasıp kavuran ve hızla tüm kıtalara yayılarak 100’den fazla ülkede 110 bini aşkın hastada görülen ve 4 binden fazla insanın ölümüne sebep olan Corona virüsü, şimdi de Amerika Birleşik Devletleri’nde dolu dizgin koşmaya başladı.

Amerikan Hastaneler Birliği (AHA) tarafından 26 Şubat’ta online düzenlenen seminerde yapılan bir sunuma göre, salgının bu hızla yayılması halinde sadece ABD’de 96 milyon kişinin Corona virüsüne yakalanabileceği ve çoğu yaşlılardan olmak üzere, en az 500 bin hastanın ölebileceği tahmin ediliyor ve Hükümetin gerekli tedbirleri bir an önce alması isteniyor.

Independent ve Business Insider kaynaklı bu habere göre, Nebraska Üniversitesi Tıp Fakültesi doktorlarından James Lawler yaptığı sunumda, salgının hastanelere ve sağlık çalışanlarına yapacağı olumsuz etkilere dikkat çekiyor.

Dr. Lawler, bu hastalığa yakalanan hastaların yaşlarına göre ölüm oranlarını ise şöyle tahmin ediyor;
80 yaş ve üzeri; yüzde 14
70 – 79 yaş arası yüzde 8,
60 – 69 yaş arası yüzde 3,6

Ayrıca Dr. Lawler, kalp rahatsızlığı olanların Corona virüsüne yakalanmaları halinde ölüm riskinin yüzde 10 olacağını, daha önce başka bir rahatsızlığı bulunmayanların ölüm oranının ise yüzde 1’i geçmeyeceğini öngörüyor.

Geçtiğimiz günlerde Anadolu Ajansı’nda yayınlanan bir habere göre, İran’ın başkenti Tahran’da yaşayan 15 milyon insanın yüzde 40’ının, yani yaklaşık 6 milyon kişinin bu kahrolası virüse yakalanma riskiyle karşı karşıya olduğunu okuduğumda irkilmiştim.

Şimdi de, 330 milyon nüfuslu ABD’nin yüzde 29’u demek olan 96 milyon insanın bu lanet salgının pençesine düşebileceğini öğrenince, adeta kanım çekildi.

Hatırlayacağınız gibi, Ocak ayında salgının yıkıcı etkileri henüz Çin’le sınırlı olduğu günlerden başlayarak, edindiğim doğru bigileri, kişisel tespitlerimi ve naçizane yorum ve önerilerimi sizlerle paylaşmaya özen gösterdim.

Olayın vehametine dikkatinizi çekmek için yaptığım iki benzetmeden ilkinde; “durum kötü ama maalesef biz henüz küçük bir kartopu gördük, arkadan çığ geliyor!” dedim.

Salgının insani boyutunun yanısıra, ekonomik boyutunun da Dünyayı çok derinden sarsacağını öngördüğüm için de; “salgın büyük bir deprem misali vurdu ama peşinden gelecek tsunamiye de hazırlıklı olmamız şart, yoksa altında kalırız!” demiştim.

Pazar günü Arap ülkelerinde haftanın ilk günü olduğu için, petrol fiyatlarında gerçekleşen yaklaşık yüzde 30’luk tarihi düşüşle, ilk şoku dün yaşadık.

Bugün de Uzakdoğu ülkelerinden başlayarak önce Avrupa, sonra da Amerika borsalarında yaşanan çöküş Dünyayı sarstı, pek çok ülke borsalarının daha fazla kan kaybetmesine engel olmak için seansları erken sonlandırdı.

Tarihinde ilk kez dış borcunu ödeyemediği için temerrüde düşerek iflasın eşiğine gelen Lübnan’ı, ekonomik yapısı güçlü olmayan başka ülkelerin de izleyeceğini tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok.

İnşallah Dünya ekonomisi bu tsunaminin altında kalmaz…

Bize gelince…

Tabii ki İstanbul Borsası da doğudan esen kasırgadan etkilendi ve günü yüzde 6 kayıpla kapattı fakat hamdolsun ki, Ülkemizde görülen bir Corona vakası yok, inşallah hiç görmeden bu salgını atlatırız.

Yine de, kesinlikle tedbiri elden bırakmamamız, uzmanların tavsiyelerine uygun davranmamız ve mümkün olduğunca kalabalık yerlerden ve etkinliklerden uzak durmamız gerekiyor.

Unutmayın ki, temiz, sağlıklı ve övünülesi bir Ülkemiz olsun istiyorsak önce kendi evimizin önünü temiz tutmalıyız.

İzninizle küçük bir örnek vereyim, geçtiğimiz günlerde Taşkent’te önemli bir fuar vardı. Aylar öncesinden ajandama aldığım ve seyahat programımı ona göre yaptığım halde, Corona salgınıyla boğuşan pek çok ülkeden katılımcıların ve ziyaretçilerin geldiğini bildiğim o fuara gitmekten vazgeçtim.

Çünkü bu virüsün şakası yok, Göney Kore’de virüs kaptığını bilmeden günlük yaşantısını sürdüren ve 14 günlük kuluçka süresi içinde katıldığı iki ayin sırasında kilisede temas ettiği 40’dan fazla insana Corona virüsü bulaştıran bir kadından başlayan salgın yüzünden, bugün ülke genelinde 7.300 kişi bu hastalıkla boğuşuyor.

Bu nedenle, lütfen siz de; “amaaan, bana bi şeycikler olmaz” diye düşünmeyin ve tedbirsiz davranarak, “bile bile lades” demeyin.

Bir de önemli bir hatırlatmam var; Corona virüsü (CoViD-19) ile ilgili olarak Türkiye’de tespit edilen bir vaka olmadığı halde, sosyal medyada salgının Ülkemizde de görüldüğüne dair gerçek dışı görüntüler ve sesli mesajlar yayarak Halkımızı endişelendiren, yersiz korku ve paniğe sevk eden paylaşımlar yapılmaktadır.

Eğer sahte hesaplardan kasıtlı olarak yayılan bu paylaşımlara inanır ve siz de kendi çevrenize yayarsanız, hem yakınlarınızı korkutmuş, hem de suç işlemiş olursunuz. Lütfen kamuoyunu korkutmayı amaçlayan o paylaşımları derhal silin ve kesinlikle paylaşmayın.

Son olarak…

Corona cinsi olarak adlandırılan virüslerin ilk ortaya çıktığı 1970’li yıllarda bu virüsün gen sayısını ilk bulan Amerikalı moleküler virolog doktor James Robb, meslektaşlarına hitaben önemli bir mektup kaleme almış.

50 yıldır bu alandaki çalışmalarını aralıksız sürdüren, San Diego Üniversitesi patoloji profesörü Robb’un 3 Mart 2020 tarihli mektubunu aşağıda paylaşıyorum, lütfen dikkatle okuyun.

Coronadan ırak, sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum.

Selam ve sevgilerimle.

Zafer KARADAĞ
www.harclik.net
9 Mart 2020, Taşkent

* * *

İLK CORONA VİRÜS UZMANLARINDAN AMERİKALI PROF. DR. JAMES ROBB: “YAKLAŞAN COVID-19 (KORONAVİRÜS) SALGINI İÇİN NE YAPIYORUM?”

Sevgili meslektaşlarım,
Bazılarınızın hatırlayacağı gibi, California San Diego Üniversitesi’nde bir patoloji profesörü olduğumda, koronavirüslerde (1970’ler) çalışan ilk moleküler virologlardan biriydim. Virüsün içerdiği gen sayısını ilk gösteren ben oldum. O zamandan beri, farklı hayvan kaynaklarından insan popülasyonuna (SARS, MERS, vb.) koronavirüs alanını ve çoklu klinik transferlerini sürdürdüm.

ABD’deki genişlemesi için mevcut projeksiyonlar, dünya çapındaki yetersiz veriler nedeniyle sadece olasıdır, ancak ABD’de Mart ve Nisan ortasına kadar yaygın olması muhtemeldir.

İşte yaptığım ve aldığım ve alacağım önlemler. Bunlar, maske ve eldivenler hariç, şu an grip sezonlarımızda kullandığım önlemlerin aynısı:
1) EL SIKMAK YOK! Yumruk yumruğa vuruş, başı hafifçe eğme veya dirsek dirseğe dokunuş vb. kullanın.
2) Işık düğmelerine, asansör düğmelerine, vb. dokunmak için SADECE parmakların dış tümseğini kullanın.
3) Kapıları kapalı yumruğunuz veya kalçanızla açın – kapıyı açmanın başka bir yolu yoksa kolu elinizle tutmayın. Banyo ve postane / ticari kapılar için özellikle önemlidir.
4) Marketlerde kolu ve çocuk koltuğunu silmek de dâhil olmak üzere mağazalarda dezenfektan mendil kullanın.
5) Diğer insanların bulunduğu yerleri içeren HERHANGİ bir faaliyetten eve döndüğünüzde, ellerinizi sabunla 10-20 saniye yıkayın ve / veya % 60’tan fazla alkol bazlı el dezenfektanı kullanın.
6) Evinizin her girişinde ve arabanızda da ellerinizi hemen yıkayamadığınızda diğer kontamine nesnelere dokunduktan sonra kullanmak üzere bir şişe dezenfektan bulundurun.
7) Mümkünse, tek kullanımlık bir mendile öksürün veya hapşırın ve atın. Dirseğinizin iç tarafını sadece zorunlu hallerde kullanın. Zira kıyafetler de bir hafta veya daha uzun süre bulaşabilen bulaşıcı virüs içerebilir!

Amerika’da yayılan bir salgın için hazırlandığım şeyler:
1) Alışverişe giderken, benzin pompasını kullanırken ve kontamine alanlarla temas ettiğinizde diğer tüm dış aktivitelerde kullanılmak üzere lateks veya nitril lateks tek kullanımlık eldivenler. (Not: Bu virüs öksürme ve hapşırma yoluyla büyük damlacıklarla yayılır. Bu virüs hava yoluyla bulaşmaz! AMA bu damlacıkların bulunduğu her yer ortalama olarak yaklaşık bir hafta boyunca bulaşıcı olur ve enfekte olmuş insanlarla ilişkili her şey kontamine olacak ve potansiyel olarak bulaşıcı konuma gelecektir. Virüs yüzeylere yapışıktır ve korunmasız yüzünüze doğrudan öksürülmezse veya hapşırılmazsa enfekte olmazsınız. Bu virüs sadece akciğer hücreleri için hücre reseptörlerine sahiptir (sadece akciğerlerinizi enfekte eder). Virüsün sizi enfekte etmesinin tek yolu burnunuza veya ağzınıza ellerinizle dokunmakla veya enfekte bir öksürük veya burnunuza veya ağzınıza veya hapşırılması ile olur.)
2) Şimdi tek kullanımlık cerrahi maskeleri stoklayın ve bunları burnunuza ve/veya ağzınıza dokunmanızı önlemek için kullanın (Hepimiz bilmeden burnumuza/ağzımıza günde 90 defa dokunuyoruz!). Akciğere özgü olan bu virüsün sizi enfekte etmesinin tek yolu budur. Maskenin amacı, doğrudan hapşırıktaki virüsün burnunuza veya ağzınıza girmesini engellemek değil, sadece burnunuza veya ağzınıza dokunmanızı önlemek içindir.
3) El dezenfektanları ve lateks eldivenleri stoklayın (aileniz için uygun boyutları alın). El dezenfektanlarının etkili olabilmesi için alkol bazlı ve % 60’tan fazla alkol içermesi gerekir.
4) Şimdi çinko pastilleri stoklayın. Bu pastillerin, koronavirüsün (ve diğer virüslerin çoğunun) boğazınızda ve genzinizde çoğalmasını önlemede etkili olduğu kanıtlanmıştır. HERHANGİ BİR “soğuk algınlığı” semptomlarının başladığını hissetmeye başladığınızda, her gün birkaç kez önerildiği gibi kullanın. Yatmak ve pastilin boğazınızın ve genzinizin arkasında çözünmesini sağlamak en iyisidir.

Diğer pek çok kişinin yaptığı gibi, bu salgının MAKUL bir şekilde yer alacağını umuyorum, AMA ben şahsen olacağını düşünmüyorum. İnsanlar bu yılana benzer virüsü daha önce hiç görmediler ve ona karşı hiçbir iç savunma yok. Bu virüsün moleküler ve klinik virolojisini anlamak için dünya çapında muazzam çabalar sarf edilmektedir. Bu virüsün genomikleri, yapısı ve virülansı hakkında bugüne kadar inanılmaz moleküler bilgiye zaten ulaşılmıştır. ANCAK bizi korumak veya içimizdeki enfeksiyonu sınırlamak için bu yıl hiçbir ilaç veya aşı olmayacaktır. Yalnızca semptomatik destek mevcuttur.

Umarım bu kişisel düşünceler, potansiyel olarak yıkıcı bir salgın sırasında faydalı olacaktır. Bu e-postayı paylaşabilirsiniz. Hepimize iyi şanslar! (James ROBB, Tıp Doktoru / San Diego, 3 Mart 2020) (Çeviren Erdal TÜRKER’in notu: “ABD’de korona virüsünü en iyi bilen virolog doktor James Robb’un konuyla ilgili yazdığı önemli mektubu Türkçe’ye yorumladım. Amerika’ya has kısımları çıkarabilirsiniz. Herkesin okumasını öneriyorum.”)

ZaferKaradag hakkında

www.harclik.net www.karya.biz www.gen-turk.com Email: zaferkaradag@gmail.com Cep / Whatsapp: +86-131-2753 7434 Skype / Wechat: zaferkaradag
Bu yazı Yazılarım kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.